Burlesk Sinema Austin Powers

Sinema

Burlesk Sinema

BURLESK SINEMA VE AUSTIN POWERS

 

Turkce sozlukte karsiligi "gulunc, maskaraca" olan burlesk, fransizca bir sifattir. Asli "la bourle" (italyancada la burla) kelimesinden gelir ki bu kelime fransizcada kaba saka anlamindadir. Temelde anlami , turetildigi kelimeninkiyle ayni kalmis ortaya ciktigi zamandan bu yana pek degismemistir. Gosteri sanatlarinda ise ozellikle asagilatici, alcaltici , kisaca kotu zevk diyebilecegimiz kaba sakalarin, esprilerin, komedilerin ardarda siralanmasiyla olusan tarza verilen isimdir. Burlesk , akillica tasarlanmis esprili sozlerle kulaktan beyne degil de zincir seklinde birbirini izleyen, uzerinde fazla dusunmeye gerek kalmadan anlasilabilecek komik hareketlerle , gozden beyne ulasarak guldurmeyi deneyen bir sanattir. Sinemada baslibasina bir tur olarak kabul edilen burlesk icin ingilizce karsiligi olan "slapstick" de kullanilmaktadir.

Burlesk bir film, genelde birbiri ardina siralanmis birbirlerinden bagimsiz olan gaglarin birlestirilmesiyle olusur. Gag ingilizce bir kelime olup 1920'lerde sinemada kullanilmaya baslamadan once komik bir hikayede aktor tarafindan emprovize edilen diyalogun bir kismi anlamina gelmektedir. Sinemada anlami, gercek ya da gercek disi bir baslangicin onceden ongorulemeyen, beklenmedik ve sasirtici bir sekilde cozulmesidir. Burlesk filmde , neredeyse onemsiz diyebilecegimiz filmin hikayesi bile birbirinden bagimsiz olan bu gaglarin ardarda izlenmesini saglamaya yarar. Gaglar , bir burlesk filmden digerine farkli dekorlar , farkli aktorlerle tekrar edilip durmustur.

Bu turde bir film hareketlidir. Takiplere, kavgalara, yikilan dekorlara, dusmelere, carpismalara sikca rastlanir. Rene Clair, slapstick'i " Yercekimi kanunun olmadigi bir dunyada kolay hareket etmenin sonsuz mutlulugu " olarak tanimlamistir. Basina turlu turlu felaketler gelen oyunculara gercek yasamdakinin aksine ayni cizgi filmlerdeki gibi hicbir sey olmaz. Kaos , bu filmlerin vazgecilmez unsurlarindan biridir. Burlesk sinemada hersey birdenbire akil almadik bir sekilde karisabilir, icinden cikilmaz bir hal alabilir. Butun bu hareketligin, kaosun fonunda ise tam anlamiyla absurd bir dunya vardir.

Burlesk sinemada beklenmedik birdenbire olur. Bu sinemanin, ansizin , hazirliksiz, sanki kendiliginden olagelen bir yani vardir. Sans, rastlanti, tesaduf, kotu talih, sakarlik burlesk filmlerin bas aktorlerindendir. Tesaduf, aktorle sanki kose kapmaca oyununu oynar. Cogu zaman cok can sikici durumlara dusmesine sebep olsa da bazen de hic umulmadik bir bicimde kurtulmasini saglayabilir.

"Petr Karl" , burlesk sinemanin sessiz donemini anlattigi kitabinda, bu turun sanatta surrealizmle, muzikte ise jazla tanimlanabilegini yazarak yerinde bir gozlemde bulunuyor. Petr Karl'in belirttigi gibi burleskin icerdigi gercek disilik onu sanatta surrealizme gotururken, kendiliginden oluveris yani da , ozellikle muzikte jaza yakinlastirir. Surrealizm manifestosu "Sinema rastlantinin islerlige konmasidir" derken burleski tanimliyor gibidir. Sinemada burleskin, muzikte jazin ortaya cikis tarihleri, en gozde olduklari zamanlar ve gerileme donemleri hemen hemen aynidir. Sessiz burlesk filmlerin gosterimlerine genellikle jaz muziginin eslik etmesi de basit bir tesaduf degil burlesk-jaz benzerliginin baska bir kanitidir.

Burlesk , sinemada ilk ortaya cikan, kurallarini cabucak ortaya koyup birden koklesip yerlesen turlerden biridir. Neredeyse Birinci Dunya Savasi'ndan once bile sinemada varoldugu kabul edilmektedir. Sinemanin ilk donemlerinin sessiz oldugunu ve burleskin daha cok harekete dayanan bir gulmece sanati oldugu goz onune getirilirse, bu turun, sinemadaki onceligini kavramamiz hic zor olmaz. Havada ucusan krem tartlarin hedeflerini teker teker bulup yapistigi insan yuzlerinde biraktigi beyaz yuz burusuklugunu genis planla ekrana yansitma beceresindeki sinema, burleski muzikli eglence salonlarindan ekrana tasimistir.

"Kendini sulayan bahcivan" isimli kisa film, hem sinema tarihindeki ilk filmlerden hem de bu tarzdaki ilk filmdir. Karanlik salonlarda insanlari gulduren bu ilk filmi digerleri izlemis ve burlesk Avrupa'da Max Linder , Hollywood'ta Buster Keaton, Charlie Chaplin, Harold Lloyd, Laurel & Hardy gibi cok buyuk isimlerle ozdeslesmis ve olumsuzlesmistir. Burlesk, ozellikle komedinin altin cagini yasadigi , sinemanin sessiz yillarinda vazgecilmez bir tur olmustur.

Sinemanin konusmasiyla birlikte burlesk de , altin cagini kapatip, eski onemini yitirmisse de zaman zaman diger turlerin icinde var olmus, zaman zaman da cagdas bazi sinemacilarin bu ruha canlilik getirmesiyle yeniden kendini gostermistir. Fransa'da Jacques Tati , Amerika'da Blake Edwards, Jerry Lewis ve Mel Brooks burleskten kalan sonmus kulleri eseleyip bu atesi kendi donemlerinde yeniden yakmayi basarmislardir. Bu bakimdan yonetmen Blake Edwards'in ve buyuk oyuncu Peter Sellers'in bu sanata katkilari unutulamaz. Blake Edwards'in yonettigi Peter Sellers'in oynadigi "The Party" filmi sahane bir burlesk film olup, bu sinemanin da gecen yuzyildaki bas yapitidir.

Gunumuzde burlesk sinemaya ornek olarak "Austin Powers" filmleri verilebilir. Ilk olarak 1997'de "The International Man of Mystery'le yaratilan , 1999'da " The Spy Who Shagged Me" ile devam eden bu film serisinin 2002'de "Goldmember"le ucuncu ve simdilik son filmi de tamamlanmistir. Austin Powers, tur olarak hem burlesk hem de bir parodi(ingilizce spoof) filmidir. Parodi, iyi bilinen, is yapmis filmlerle ya da ciddi turlerle ve onlarin kliseleriyle dalga gecmek icin cekilen film turudur. Parodi de burlesk gibi oldukca eski sinema turlerinden biridir. Austin Powers, bilindigi uzere James Bond ve bu tip casusluk filmleriyle alay etmektedir. Bu filmlerden bahsedildiginde akla gelen ilk isim olan Mike Myers da , iki turu birlikte kullanmasi acisindan gunumuzun Mel Brooks'u olarak tanimlanabilir. Sinema tarihininin en eski iki turunun birlesimi olan Austin Powers filmlerinin, son yillarin en cok para kazandiran komedi filmleri olmasi da, burleskin ve parodinin sinemada olumsuzluklerinin bir isareti olabilir.

"Actor's Studio" daki konusmasinda Peter Sellers'in hayrani oldugunu aciklayan Mike Myers 'in filmlerinde bu degerli oyuncudan ve unutulmaz filmi "The Party"den bir cok ize rastlamak mumkundur. Tekrari abarti derecesinde tekrar ederek guldurmek, burlesk sinemada daha once kullanilan ama en guzel sahnesini "The Party"nin acilisinda izledigimiz bir yontemdir. "The Party "'de , sinema setinde bir film cekimi sirasinda, trompet calan asker rolundeki Peter Sellers'in defalarca vuruldugu halde olmeyi reddercesine trompetini calmaya devam etmesi, tekrarin tekrarinin sinema tarihindeki en guzel orneklerinden biridir. Bu method, Austin Powers filmlerinde de ayni abartiyla surekli kullanilir. "The International Man of Mystery"'inin baslarinda ingiliz ajanin tuvalet ihtiyacini gidermesi bitti sanildiginda yeniden baslamasi ve bunu defalarca tekrar etmesi gibi . Austin Powers'larda, "The Party"'den bulabilecegimiz bir cok etkilesimin yanisira, Mike Myers da filmlerinde birden fazla karakteri canlandirarak binbir surat Peter Sellers'a ozendigi hissini vermektedir. Yetenekli oyuncu Peter Sellers'in daha once yine James Bond parodisi olan "Casino Royale" isimli bir filmde rol aldigini bilmek bu acidan ilginctir.

Mike Myers, yarattigi bu casusluk parodilerinde, burlesk sinemanin tum ogelerinden faydalanmaktadir. Burlesk filmlerde rastlanan hareketlilik , sacmalik, gercekdisilik Austin Powers filmlerine de tamamen egemendir. Herhangibir burlesk filmde oldugu gibi cok onemi olmayan hatta varligi bile pek hissedilmeyen senaryo, bu filmlerde de birbirinden bagimsizmis gibi duran gaglari birlestirmeye yaramaktadir. Karakter yaratma; burlesk filmler icin oldugu kadar , ilk filmde karsimiza cikan tehlikeli ingiliz ajani, en iyi kotu adam Dr.Evil ve serinin devaminda gittikce zenginlesen karakterler galerisiyle , Austin Powers'lar icin de oldukca onemlidir.

Mike Myers'in bunca kullandigi burleski yeniledigini, modernlestirip, gunumuzde ona farkli bir bakis acisi getirdigini soylemek guctur . Fakat ilk defa "The Spy Who Shagged Me"deki guzel yardimcisiyla girdigi cadir ve Goldmember'de Mini-Me'yle doktor odasinda paravanin arkasina gecerek yarattigi golge oyunu sahneleri, burleske ileride diger sanatcilar tarafindan kullanilabilecek bir gag kazandirdigi soylenebilir. Bu acidan serinin en kotu filmi Goldmember'da kullanilan altyazi gagi da o filmdeki nadir iyi buluslardan ve golge oyunuyla birlikte sinemaya eklenen yeni gaglardandir.

Mike Myers'in burleski, Charlie Chaplin, Buster Keaton ya da Peter Sellers gibi buyuk sanatcilarin burleskinden farklidir. Karsilastirma yapmak bile digerlerine saygisizlik olur. Austin Powers'lar igrenc, asagilatici , cok kotu zevki temsil ederler. Kisaca onu burleski , burleskin en kaba halidir.


Insan vucudu ve uzuvlarinin, diskilarinin saplanti halinde kullanildigi, sikca bel alti esprilere rastladigimiz Austin Powers filmlerinde, pek yaraticilik gerektirmeyen, basit bir komedi anlayisi vardir. Austin Powers filmleri, gulsek bile bunlara guluyor oldugumuz icin kendimizden utandigimizi hissettigimiz filmlerdir. Cunku Austin Powers'larda Mike Myers, ekrandan burleskin o cok bildik, yuz yillik, artik kokmus krem tartlarini yuzumuze firlatiyor gibidir, utaniyor olmamizin nedeni de bu filmleri izlemeye giderek onumuze ilk cikana firlatmak uzere bizim de elimizin altinda bir krem tart oldugunu bilmek olabilir!!

Kaynaklar:
Dictionnaire Theorique et Critique du Cinéma, Jacques Aumont Michel Marie
Le Burlesque ou Morale de la tarte a la creme , Petr Kral
Le Roman du Cinéma, Claude Jean Philippe

Aysun Akarsu, Ekim 2002

Şu an için oy verilmemiş